7. BÖLÜM

Akran İstismarına Karşı Koruyucu Önlemler

 

Akran istismarı doğası gereği öğrenci için fiziksel ve ruhsal açıdan son derece yıkıcı, yıpratıcı bir deneyimdir. Şüphesiz hiç kimse kendisinin ya da sevdiklerinin bu durumla karşı karşıya kalmasını istemez. Ancak akran istismarı, yapılan araştırmaların da kesin olarak ortaya koyduğu üzere oldukça yaygın görülen bir sorundur ve bu sorunu görmezden gelmek istismarın birey ve toplum üzerindeki kısa ve uzun vadeli tüm yıkıcı etkilerine seyirci kalmak anlamına gelecektir.

Akran istismarını önleme aşamasında hem birey, hem aile, hem de okul düzeyinde yapılabilecek bir çok girişim vardır. Ancak akran istismarı okulun, öğretmenlerin, ailelerin ya da öğrencilerin tek başlarına hareket ederek önleyebilecekleri bir sorun değildir. Okullar akran istismarıyla baş etme konusunda kritik bir noktada bulunmaktadırlar. Bu konuya dikkat çekilmesi, öğrenci ve velilerin bilgilendirilmesi, toplumda akran istismarı gerçeği hakkında farkındalık oluşturulması ve işbirliğinin sağlanması aşamasında okulların üstleneceği rol tartışmasız çok önemlidir. Yapılan araştırmalar bu tür bir işbirliğinin akran istismarını önlemede son derece etkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Bir önleme programının yapılandırılması ve uygulanmasında öncelikli olarak herkes tarafından anlaşılabilecek açık hedefler belirlenmelidir. Belirlenen hedefler hem akran istismarına uğrayan hem de akranlarını istismar eden öğrencilere doğru desteği vermeli dolayısıyla olumlu değişimleri sağlamalıdır. Okul ortamında akran istismarına karşı duyarlılık geliştirilmesi için; tüm okul personeli, öğrenci ve velilerin bu amaç doğrultusunda bilgilendirilmesini gerektirmektedir. Genel farkındalık ve konuya karşı beklenen duyarlılık ve uzlaşma ancak bu şekilde arttırılabilir.

Bu çerçevede, akran istismarına karşı bilinçli, güçlü, dayanıklı, baş etme yolları gelişmiş bireyler olabilmek, akran istismarının en aza indirebilmek ve dahası ortadan kaldırabilmek için okul yönetiminin, personelinin, öğretmenlerin, öğrenci ve velilerin temel hedefleri şunlar olmalıdır;

·       akran istismarı konusunda farkındalığın arttırılması,

·       akran istismarı davranışlarına uğrayan öğrencilere destek olmak ve akran istismarına karşı bir düşünce biçimi geliştirip, benimsemelerine yardımcı olunması,

·       başarıyı etkileyen devamsızlık, okuldan kaçma, çete oluşturma, şiddet ve diğer davranım sorunları gibi durumların ortaya çıkmasının önlenmesi,

·       intihar vb. okul açısından tüm öğrencileri de etkileyecek olumsuzlukları ortaya çıkmasının önlenmesi,

·       başarıyı, sosyal ve duygusal doyumu yükseltmek için, destekleyici, yardım etme davranışı gelişmiş, iyi arkadaşlık ilişkileri kurulabilen, sıcak, olumlu sınıf ortamlarının oluşturulması,

·       akran istismarının kısa ve uzun dönemli sonuçlarını önceden görerek, önleyici çalışmalar ve zamanında müdahale konusunda bilgi ve tecrübe kazanılması.

Önlemeye yönelik uygulamaları ve çalışmaları genel olarak birey, aile ve okul olmak üzere üç temel düzeyde değerlendirmek mümkündür. Her düzeyde yapılacak olan önleyici çalışmaların koordineli bir şekilde yürütülmesi önleme programlarının etkisini güçlendirecektir.

Akran İstismarını Bireysel Düzeyde Önleme Yaklaşımları

Öğrenciler, akran istismarını önlemeye yönelik çalışmalarının en önemli parçasıdır. Akran istismarı sadece akranlarını istismar edenler ve edilenler arasında süregelen bir sorun değildir. Akran grubu içinde yaşanan karmaşık dinamiklerin ortaya çıkmasına neden olan bir sahnedir.

Bireysel önleyici yaklaşımlar kapsamında değerlendirilebilecek uygulamalar arasında belki de en önemlisi, özgüven geliştirme ve girişkenlik eğitimidir. Girişkenlik eğitimi belli bir oranda pasif ve çekingen olan öğrencilerin sosyal uyumlarını arttırabileceği gibi, akran istismarına maruz kalan ya da yüksek risk taşıyan öğrencilerin olumlu bir sosyal ortam içinde kendilerini ifade edebilmelerine ve kendilerini koruyabilmelerine olanak sağlamaktadır.

Bunun dışında yapılan araştırmalar akranlarını istismar etme eğiliminde olan bazı öğrencilerin, bu davranışları girişken ya da atılgan davranışlar olarak algıladıklarını ortaya koymuştur. Saldırgan davranış ve girişken davranışlara yönelik farkındalık kazanan ve daha uygun davranış biçimlerini benimseyen öğrenciler akran istismarı olayları karşısında daha sağlıklı tepkiler göstermektedirler.

Akran istismarı karşısında “uygun başa çıkma yollarını” geliştirme konusunda öğrencilerin bilgilendirilmesi, denetlenmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Akran istismarı olaylarına tanık olan öğrenciler kendilerini çoğu zaman rahatsız hissetmekte ancak ne yapacaklarını da bilememektedirler. Olayın içine sürüklenebilmekte ve kendilerini istismarın bir parçası olmuş halde bulabilmektedirler. “Hiç bir şey yapmayan” ve sadece olanları izlemekle yetinen öğrenciler, akranlarını istismar eden öğrencinin, bu davranışının arkadaşları tarafından onaylandığını düşünmesine neden olmaktadırlar. Öğrencilerin bu tür durumlarla karşılaştıklarında nasıl davranacakları konusunda daha önceden bilgilendirilmeleri, bu gibi olaylara hazırlıklı olma düzeylerini yükseltip ve uygun başa çıkma yollarını kullanarak, görebilecekleri zararı en aza indirecektir.

Bireysel düzeyde önleyici yaklaşımlar kapsamında değerlendirilebilecek bir diğer önemli uygulama da “Akran Destek Sistemi” (ADS) uygulamasıdır. Akran istismarına uğrayan öğrencilerinin en belirgin özellikleri akranlarıyla sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirme konusunda yaşadıkları güçlüklerdir. Sosyal uyum ve iletişim becerileri yeterince gelişmemiş olan bu çocuk ve ergenlerin akran grubu içinde desteklenmesi amacıyla oluşturulan ADS, risk taşıyan ve akran istismarına uğrayan öğrencilerin korunması ve sosyal uyumumun sağlanması açısından olumlu sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, akran destek gruplarında öğrenciler birçok konuya yapıcı ve üretken bir şekilde yaklaşmayı öğrenmektedirler. ADS spesifik olarak akran istismarına uğrama riski taşıyan öğrencilerin ihtiyaçlarına da cevap verecek biçimde düzenlenmelidir.

Akran destek sisteminin işlevsel olduğu alanlar;

   genel olarak okul alanında akran istismarı sorunlarının en çok yaşandığı bölümlerin belirlenmesinde,

·       okul, aile ve yetkili olan herkes ile müdahale şeması üzerinde anlaşmaya varılmasında,

·       öğrencilerin bu şemada yer alması, belirlenen süreçte rol almaları ve ilgilerini çekmek amacı ile anketler hazırlanmasında,

·       destek grubu içinde görev alacak öğrenciler için dinleme becerilerini geliştirici eğitimlerin düzenlenmesinde,

·       ADS içinden seçilen danışman öğrencilerin süreç içinde izlenmesi ve denetlenmesinde,

·       tüm okulun akran istismarını önleme programına bağlı çalışmalar konusunda bilgilendirilmesinde.

ADS içinde yer alan öğrenciler profesyonel danışman ya da terapist DEĞİLLERDİR. Onlar diğer öğrencilere yardımcı olabilmek amacıyla belli konularda eğitilen ve denetlenen öğrencilerdir. Yargılayıcı olmayan aktif dinleme yaklaşımıyla yardıma ihtiyaç duyan arkadaşlarını konuşma konusunda cesaretlendirecek bazı özelliklere sahip olabilmeleri için eğitilmişlerdir.

ADS, bir akran istismarı olayı durumda öğrencileri yardım talebinde bulunmaya teşvik etme konusunda yüreklendirmede başarılı bulunmuştur. Ayrıca, akranlarını istismar eden öğrencilerin dirençlerini zayıflatarak yol açtıkları zararı anlamalarına ve davranışlarını değiştirmelerine de neden olabilmektedir.

Özetle, akran istismarının bireysel düzeyde önlenebilmesi için;

·      öğrencilerin girişkenliklerini arttırmak,

·      uygun baş etme yollarını geliştirmelerine yardımcı olmak,

·      sosyal izolasyona izin vermemek,

·      Akran Destek Grubu (ADS) oluşturmak,

temel strateji olarak belirlenmelidir.

 

Akran İstismarını Ailesel Düzeyinde Önleme Yaklaşımları

Okuldaki akran istismarını önlemek her ne kadar okulun birincil sorumluluğu olsa da ailelerin de bu konuda yapması gerekenler vardır. Daha önce tanımlandığı gibi akranlarına ve yetişkinlere karşı saldırgan davranışlar gösteren öğrencilerde ileriki yıllarda anti-sosyal davranışların (suç işleme ve alkol kullanımı gibi) görülme riski artmaktadır. Bu nedenden dolayı istismar eden öğrencilere, olumsuz tutumlarını ve çevreye karşı bu davranışlarını değiştirmeleri için yardımcı olmak gerekmektedir. İstismar eden öğrencilerin ailelerinin neler yapabilecekleri konusunda önerilecek bir çok müdahale yöntemi vardır. (Bkz. Bölüm – 9, Akran İstismarına Müdahale)

Çocuklar, ailelerinin akran istismarı konusunu ciddiye aldıklarını ve bu tür davranışlara karşı asla tolerans göstermediklerini bilmelidirler. Eğer hem okul hem de aileler tutarlı bir şekilde çocuğun akranlarını istismar edici davranışlarına karşı kabul edici bir tutum sergilemezlerse çocuğun davranışları anlamlı bir şekilde azalacaktır. Aile içinde saldırgan davranışlara karşı kuralların açık bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Uygulanması gereken kurallar belirlenmesi ve kuralların bozulması durumunda uygulanacak yaptırımlar önceden konuşularak üzerinde fikir birliğine varılmalıdır. Eğer çocuklar, üzerinde anlaşılan kuralları bozarlarsa bunun bazı yaptırım ve sonuçları olacağını mutlaka bilmelidirler. Bu sonuçlar çocuk ve ergende rahatsızlık ve hoşnutsuzluk yaratmalıdır ancak fiziksel ceza asla kullanılmamalıdır.

 

Saldırgan davranışlar gösteren çocukların ve gençlerin kurallara uyum sağlama güçlükleri vardır ve aile ilişkileri karmaşık ve düzensiz olabilmektedir. Çocuğun aile üyeleriyle iyi bir iletişiminin olması ve yeterli sosyal becerilerin kazandırılması okuldaki sosyal yaşamını da olumlu etkileyecektir. İletişim becerilerinin gelişmesi, ailenin çocuğuyla kuracağı iletişimin kalitesiyle doğrudan ilgilidir. Okulda nasıl bir gün geçirdiğine dair başlatılabilecek küçük bir sohbet çocuğun gün içindeki aktiviteleri konusunda fikir sahibi olunmasını sağlar. Bu tür bir diyalog çocuk okuldan geldikten sonra doğal bir şekilde başlatılabilir. Birlikte paylaşılan kaliteli zamanlar ve olumlu aktiviteler çocuk aile arasındaki iletişimi güçlendirerek güven ilişkisinin kurulmasına yardımcı olacaktır. Her çocuk ve ergen saldırgan dürtüler taşır, önemli olan bu enerjinin yeteneğine ve kişiliğine uygun (sportif faaliyetler, vs) olumlu bir alana yönlendirebilmesidir. Takım halinde yapılan sporlar, çocuk ve ergenin takım olma ruhunu, grup içinde uygun davranış biçimlerini geliştirebilmeyi, kurallara uymayı öğrenmesine de yardımcı olacaktır.

Ailelerin çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim içinde bulunmaları, olası sorunları önceden keşfedip önlem almalarını kolaylaştıracaktır. Böylece akran istismarı olayları yaygınlaşıp daha büyük, kalıcı bir hasara neden olmadan durdurulmuş olacaktır. Tüm bunlara rağmen çocuk ve ergenler çoğu zaman yaşadıkları akran istismarını ailelerine ya da diğer yetişkinlere bildirme konusunda tereddütlü davranır, bu konuda konuşmamayı tercih ederler.

Neden Akran İstismarına Uğrayan bir Çocuk ya da Ergen Bunu Ailesiyle Konuşmak İstemez?

●   Ailesine söylerse daha fazla akran istismarına uğramaktan korkuyor olabilir.

·       Kendisine “ispiyoncu” denmesini istemeyebilir.

·       Ailesini üzmek istemeyebilir.

·       Karşı koyamadığı için utanabilir.

·       Arkadaşlarını kaybetmekten korkabilir.

·       Akran istismarı olaylarını kanıtlaması bazen çok güç olabilir. Bu konuda tedirginlik duyuyor olabilir.

·       Vereceği isimlerinin saklı tutulması konusunda yetişkinlere güvenmeyebilir.

·       Ailenin söyleyeceklerinden korkabilir.

·       Tereddüt ve şaşkınlık yaşıyor olabilir.

·       Söylemenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine inanabilir.

·       Duygularını ifade edemeyebilir.

·       Ailesinin okul hayatını anlamayacaklarını düşünebilir.

·       Bunun katlanmak zorunda olduğu bir şey olduğunu düşünebilir.

·       Kimsenin kendisine inanmayacağını düşünebilir.

·       Sorun yaratan olmak istemeyebilir.

·       Popüler olmadığının anlaşılmasını istemeyebilir.

·       Yapılanı istismar olarak görmeyebilir.

·       Kendisini suçlayabilir.

·       Hak ettiğini düşünebilirler.

Aileler çocuklarının davranışlarını, fiziksel görünüşlerini, genel ruh halini hem istismara uğramış olması hem de arkadaşlarını istismar ediyor olması olasılığına karşı hassas bir şekilde gözleyerek izlemelidir. Yırtık giysiler, yara-bereler, iştah kaybı, genel ruh halindeki değişiklikler, okula gitme konusunda isteksizlik gibi belirtiler bir şeylerin yanlış gittiği konusunda uyarıcıdır. Bu belirtiler, çocuğun akran istismarına maruz kaldığının işaretleri olabilir.

Aileler çocuklarına okul tarafından hazırlanmış olan önleme protokolleri konusunda doğru bilgi edinerek destek vermelidir. Akran istismarına karşı bir müdahale protokolü hazırlamadan önce akran istismarının ve belirtilerin iyi bir şekilde tanımlanması gerekmektedir. Gerek aile gerekse okul öğrencilerin yaşayabileceği akran istismarı sorunlarını nasıl teşhis edebileceklerini bilmelidirler. Ailelerin çocuklarının akran istismarına maruz kaldığından şüphelenmelerine neden olabilecek en ufak ipuçlarına karşı uyanık ve hassas olmaları gerekmektedir.

Akran İstismarına Uğrayan Çocuk İçin Ailenin Dikkat Etmesi Gereken Olası Belirtiler

·           Okula yürüyerek gidip gelmekten korkma.

·           Okula devam etmeyi istememe.

·           Okula kendilerini sizin götürmeniz için yalvarmaları.

·           Okul yolunu değiştirme istekleri.

·           Okul başarısında düşmeler.

·           Okuldan eve yırtık, dağılmış giysilerle ya da zarar görmüş kitaplarla gelmesi.

·           Okuldan eve aç dönmesi (harçlığı alındığı yada öğle yemeğini vermek zorunda kaldığı  için).

·           İçe kapanma ve kekeleme gibi durumların oraya çıkması.

·           Yemek yememe ve sıkıntı durumlarının ortaya çıkması.

·           Sürekli uyumak istemesi.

·           Kabus görme ve uykusunda bağırma, sayıklama, ağlaması.

·           Yara-bereler, kesikler, doğal bir açıklaması olmayan tırmalama izlerinin olması.

·           Bedeninde açıklanamayan morlukların olması.

·           Eşyalarının kaybolması.

·           Fazla para isteme ya da evden para çalmaya başlaması (haraç  vermek için.)

·           Harçlığını sürekli kaybetmesi.

·           Ne sorunu olduğunu söylemek istememesi.

·           İntihar girişimi.

·           Yukarıda sayılan belirtilere uygun açıklamalar getirememesi.

Sadece akran istismarına uğrayan öğrencilerin ailelerinin değil, akranlarını istismar etme eğiliminde olan çocukların ailelerinin de dikkat etmesi gereken bazı belirtiler vardır. Akranlarını istismar etme eğilimde olan öğrencilerin genel karakteristik özellikleri daha önceki bölümlerde ele alınmıştı. Bu karakteristik özelliklerin uzantısı olarak gelişen bazı davranış ve tepkiler istismar eden çocuğun fark edilmesinde yardımcı olabilir.

Akranlarını İstismar Eden Çocuk İçin Ailenin Dikkat Etmesi Gereken Olası Belirtiler

·            Akranlarından daha güçlü olma ve bunu kötüye kullanması.

·            Yönetmeyi sevme, kendi istediği olmadığında çabuk öfkelenme, dürtüsel olması.

·            Yetişkinlere karşı gelme ve saldırgan davranması.

·            Empati kuramaması.

·            Erken yaşta diğer anti-sosyal davranışları göstermesi.

·            Popüler olsun olmasın bir taraftar grubunun olması.

·            Okula karşı olumsuz tutum içinde olması.

Erkekler genel olarak kızlara oranla daha fazla akranlarını istismar etme eğilimindedir. Ancak unutulmamalıdır ki kızlarda; akranlarını istismar etmelerinin belirlenmesi erkeklerinkinden daha güç olmaktadır, çünkü kızlar genellikle akranlarını dolaylı yollardan (dedikodu, söylenti yayma vb.) istismar etmeyi tercih etmektedirler.

 

Aileler, akranlarını istismar etme eğilimi olan çocuklarını izleme ve yönlendirmede bilinçli oldukları ve bazı önerileri dikkate aldıkları takdirde çocuklarının saldırgan davranışlarını kontrol edebilir ve değiştirebilirler.

Özetle, akran istismarını aile düzeyinde önleyici yaklaşımlarda;

 

·            aile içinde benzer davranışlara son verme

·            akran istismarının olası belirtilerine karşı hazırlıklı olma

·            okulla işbirliği yapma,

·            sosyal ortam geliştirme,

·            okuldaki akran istismarını önleme protokollerine destek verme,

temel stratejiler olmalıdır.

 

Akran İstismarını Okul Düzeyinde Önleme Yaklaşımları

Okul düzeyinde yapılacak önleyici çalışmaları genel olarak sınıf düzeyinde ve okul geneli düzeyinde önleyici uygulamalar olarak iki ayrı düzeyinde değerlendirmek daha anlaşılır olmasını sağlayacaktır.

 
a. Sınıf Düzeyinde Alınması Gereken Önlemler

Akran istismarı sorunlarını önleme konusunda, sınıf düzeyinde öncelikle yapılması gereken, akran istismarı kavramının her boyutuyla sınıf içinde ele alınması ve tartışılmasıdır. Bu amaçla, konuyla ilgili derslerin ve uygulamaların eğitim programının içine yerleştirilmiş olması gerekmektedir (Bkz. Ek-1, Akran İstismarı Dersi Örnekleri).

Ekteki ders örneklerinde de tanımlandığı gibi, sınıf içinde daha iyi bir sosyal ortamın sağlanabilmesi için öncelikle hem sınıf öğretmeninin hem de öğrencilerin birkaç basit kural üzerinde fikir birliğine varmaları gerekmektedir.

Okul içinde hali hazırda düzeni sağlamayı amaçlayan bazı kurallar bulunmakla birlikte, spesifik olarak (doğrudan ya da dolaylı) akran istismarını hedef alan kurallar grubunun oluşturulması büyük önem taşır. Bu kurallar olabilecek en açık anlatım biçimiyle ifade edilmelidir.

Bu kurallar hakkında öğrencilerle konuşmak ve tartışmak, onların bu konuyla ilgilenmelerini sağlamak açısından önemlidir. Bu yolla hem kendilerinin hem de diğerlerinin kurallara uymaları konusunda daha büyük bir sorumluluk taşıyacaklardır. Ayrıca bu kuralları daha iyi benimseyeceklerdir.

Öğretmenin sınıfta bu konuyu gündeme getirmeden önce bu kurallar ve olası alternatifleri bir süre düşünmesi öğrencilere nasıl ifade edeceğini bilmesi işini kolaylaştıracaktır.

Aşağıdaki üç kural iyi bir başlangıç noktası olabilir:

●   Diğer öğrencileri istismar edici davranışlarda bulunmamalıyız.

●   Akran istismarına maruz kalan öğrencilere yardım etmeliyiz.

·      Kolaylıkla dışlanan, arkadaşlarıyla kaynaşmakta güçlük yaşayan öğrencilere destek olmalıyız.

Bu üç kural hem doğrudan hem de dolaylı akran istismarını kapsar. Aynı zamanda sosyal izolasyon ve akran grubundan dışlanmayıda içerir. Bu kuralların gerektirdiği davranışlar öğrenciler için açık olmalıdır (Bkz. Ek-2 Öğrenci Sözleşmesi). Bu davranış biçimlerinin açıklanması ve öğrencilerin bu konuda daha sağlıklı bir anlayış geliştirmeleri için birçok farklı yol vardır:

Oyunlaştırma (Role – playing): Akran istismarıyla ilgili durumların sınıfta canlandırılması ve bunu takip eden tartışmalar, öğrencilerin oyun ve gerçek durumlar arasında ilişki kurmalarına yardımcı olmaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi kurallar olabilecek en açık ifadelerle belirlenmelidir. Öğrenciler yavaş yavaş kuralların uygun yerlerde geçerli olurken ne tür davranışlar gerektirdiğini, nasıl davranacaklarını öğrenmeye başlayacaklardır. Kuralların canlandırılarak aktarılması özellikle saldırgan davranış özellikleri olan çocuk ve ergenler üzerinde etkili olacaktır. Araştırmaların da gösterdiği gibi bu öğrenciler acı ve zarar verici davranışlarının gerçekteki etkileri konusunda farkındalık sahibi olmamaktadırlar. Oyunlaştırma sırasında aynı zamanda tarafsız öğrencilerin devam etmekte olan akran istismarı olgularındaki sosyal dışlamayı hafifletici etkisini de izlemek mümkün olmaktadır. Daha gerçekçi bir şekilde oyunlaştırmak, öğrencilerin herhangi bir akran istismarı karşısında uygun olan davranış biçimlerini o anki olaya transfer edebilmelerine yardımcı olmaktadır.

Edebiyat eserlerinden yararlanmak: Diğer bir yol da bu konuda yazılı edebiyat eserlerinden faydalanmaktır. Akran istismarı davranışı gösteren ya da istismara maruz kalan çocukların öykülerinin sınıfta yüksek sesle okunabilir. Burada amaç okunan metnin tartışılmasıyla istismara maruz kalan öğrencilerle empati kurulmasını sağlamak, ve akran istismarıyla ilgili süreçleri çocuklara yeni istismar yolları öğretmeden aktarabilmektir.

Akran istismarı tanıtım kasetlerinden yararlanma: Öğrencilerin akran istismarı olayları karşısında ne tür bir davranış sergileyebileceklerine dair örnekler içerir ve çocuklara bu davranış biçimleri üzerinde tartışmaları için imkan sağlar (Ne yazık ki, henüz ülkemizde bu tür tanıtım kaset ve cd’leri bulunmamaktadır).

Sınıf kuralları hakkında konuşmak ve tartışmak aynı zamanda öğrenciler arasındaki akran istismarına karşı tutumların da su yüzüne çıkmasına neden olmaktadır. Bu aynı zamanda “pasif katılımcılığın” tartışılması için çok uygun bir fırsattır. Bazı öğrenciler tek başlarına akranlarını istismar edici davranışlar sergileme konusunda pasif davranırken çok rahatlıkla bir başkasının başlattığı istismar sürecini teşvik edebilmektedirler. Bu öğrencilerin pasif katılımcılığında bir suç olduğunu anlamaları ve bu konuda sorumluluk taşımaları gerekmektedir. Suçu “diğer çocuklara” atıp olaydan sıyrılmaya çalışmanın kabul edilemez bir davranış olduğu mutlaka belirtilmelidir.

Öğretmen, itip kakmalara, ad takmalara, küçük hırsızlık olaylarına, sınıftaki yaralanmalara karşı kayıtsız kalmayarak önemli bir mesaj verir ve bu noktada önemli bir model olur. Sadece akranlarını istismar eden öğrenciler değil aynı zamanda öğrencilerin büyük bir çoğunluğu bu tür bir liderliğe, yol göstermeye ihtiyaç duymaktadırlar.

Akran istismarı konusunda bilinçlenmiş bir öğretmen, öğrencilerini “konuşmaya” cesaretlendirmelidir. Bu şekilde öğrencilere bir olayı açıklıkla anlatma fırsatı ve rahatlığı kazandırılabilir. Bu konuda duyarlı öğretmenler, öğrencilerinin çekinme ya da dayak yeme korkusu olmadan olumsuz davranışları kendilerine bildirebilecekleri mekanizmalar geliştirirler.

Oluşturulan güven ortamıyla öğrenciler; öğretmenin bu bilgiyi saldırgan davranışı değiştirmek ve ortadan kaldırmaya yönelik yapıcı şekilde kullanacağından emin olmalıdır. Bu konuda bazı uygulama örnekleri öğretilebilir:

 

Örneğin;öğretmen sınıftaki bütün öğrencilerden, herhangi bir konu ya da durumda kendilerini rahatsız eden arkadaşlarının olumsuz davranışlarıyla ilgili isimsiz bir mektubu yazıp, sınıf kutusuna atmalarını ister. Daha sonra öğretmen Bu durumları  gün boyunca -zamanı elverdiğince- izler. Bu basit yöntem öğretmenin, gereksiz bilgi bombardımanına kapılmadan, en kısa zamanda olup bitenler hakkında önemli bilgilere sahip olmasını sağlayabilir. Öğrenciler bu konuyla ilgili olarak güvenceye alınmış olup, olumsuz davranışlar hedeflenerek değiştirilebilir.

 

Akranlarını istismar edici davranışlar sergileyen çocuk ve ergenler davranışlarının grup tarafından çok çabuk fark edildiğini görür. Bu hareketin, grup tarafından onaylanmadığını ve bu konu hakkında daha önceden bilgi sahibi olan öğretmenin hemen harekete geçtiğini görmüş olur. Bu durumda istismar edici öğrenci bu davranışından dolayı istediği popülariteyi yakalayamaz duruma gelir.

Akran istismarı olayı sıklıkla öyle sessizce gerçekleşir ki; öğretmenin dikkatinden kaçabilir. Diğer öğrenciler de bu konuda yapılacak hiçbir şey olmadığını düşünüp bu durumu görmezlikten gelebilir ya da bu durumu hareketin bir parçası olarak doğal kabul edip duygusal ya da fiziksel zarar verme eylemine katılabilirler. Uzun süreli akran istismarı olaylarında mağdurun bu durumu kendi başına durdurmasını beklemek gerçekçi bir beklenti olmaz. Akran istismarına uğrayanlar fiziksel açıdan güçlü olma konusunda ümitsizdirler ve sıklıkla akran istismarına uğramalarının kendi hataları olduğunu düşünürler. Bu bakış açısı çevrelerindeki yetişkinlerin tutumlarıyla daha da güçlenir. Öğretmenler sıklıkla istismara uğrayanın öğrencinin yetersiz sosyal becerileri olduğunu, kendisine güveninin düşük olduğunu ve kendi ayakları üstünde durması gerektiğini ifade edebilmektedirler. Bu ifade biçimleriyle akran istismarına maruz kalmanın sorumluluğunu tamamen mağdurun omuzlarına bıraktıkları mesajını vermektedirler. Sonuç olarak bu tutum, akran istismarı davranışının sorumluluğundan ve olumsuz sonuçlarından kaçınmaya çalışan saldırgan öğrenci için uygun bir bahane haline gelir. Bu düşünce biçimi, acil çözüm gerektiren akran istismarı sorununun ve  mağdurun çektiği acının, en kısa zamanda durdurulması gerektiği gerçeğinin görmezden gelinmesine, yok sayılmasına neden olur.

Bilinçli bir öğretmen; bir öğrenci dışlandığında ya da mutsuz olduğunda bunu fark eder ve nedenlerini araştırır. Kavgaları, ad takmaları ve benzeri durumları küçük bir eğlence ya da büyümenin bir parçası olarak görmez. Saldırgan davranışı durdurmak için akran istismarına uğrayan öğrenciye destek olur ve ona “görmezlikten gel”, “geri çekil”, “bir tane de sen vur” gibi tavsiyelerde bulunmaz.

Akranlarını istismar edici davranışlar gösteren öğrencilerin boş zamanlarını iyi yapılandırmak ve onlara ilgi çekici olanaklar sağlamak önemlidir. Açık kuralların bulunduğu, azınlığın baskın olduğu durumlar oluşturmadan bazı aktivitelere yer verilebilir. Güçlerin ve kuralların eşit olması esasına dikkat edilerek planlama yapılabilir ya da aktiviteler düzenlenebilir.

Akran İstismarını Önlemeye Yönelik Bir Okul Ortamı Geliştirmede Sınıf Öğretmeninin Sorumlulukları:

Öğrencilerin güvenli bir okula sahip olma hakları vardır. Sınıflar daima güvenli mekanlar olmalıdır. Sınıf öğretmeninin birincil sorumluluklarından birisi bu tür bir çevrenin yaratılması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Okul yöneticileri, öğretmene bu tür bir çevreyi ve güvenli bir sınıf ortamını yaratabilmesi için gerekli desteği sağlamalıdır.                                             

·       Sınıf öğrenmeni öğrenciler arasında destekleyici ve kabul edici bir ortamın gelişmesine yardımcı olmalıdır.

·       Akran istismarına ilişkin kuralların iyi yapılandırılmadığı ve uygulanmadığı, öğretmenin akran istismarı belirtilerini görmezden geldiği sınıflarda, akran istismarı olayları ortaya çıktığında sağlıklı bir yaklaşımın sergilenmesi mümkün değildir.

·       Disiplin yönetmeliği ve diğer yapılar güvenli ve destekleyici sınıf ortamı için destek mekanizmalarıdır. Öğretmenler bu mekanizmaları etkili bir şekilde kullanmalıdır.

·       İstismarcılar dikkatli gözlemcilerdir. Popülaritelerini yükseltecek herhangi bir imkanı kullanabilirler. Öğretmenler bu tür durumlara karşı hazırlıklı olmalıdır.

·       Öğrenci, alay konusu olmak, fiziksel ve duygusal zarara uğrama riskinden arındırılmış olmalıdır.

·       Sınıf, diğer arkadaşları tarafından eşyalarının çalındığı “ödünç alındığı” yer olmamalıdır.

 

b. Okul Genelinde Alınması Gereken Önlemler

Dan Olweus ve Sheffield yaptıkları çalışmalar sonucunda; okulda bulunan herkese akran istismarıyla ilgili bilgi verildiğinde akran istismarının azaldığı ortaya çıkmıştır. Sınırlandırılmış bir önleme çalışmasının bireysel olarak öğrencileri destekleyebildiği ancak geniş bir çerçevede bakılınca etkili olmadığı görülmüştür. Akran istismarını önlemeye yönelik olarak, sadece öğrenci ya da sınıf düzeyinde önlemler almak yerine, alınacak önlemlere okul yönetimi, öğretmen, öğrenci, veli ve personel de dahil edilmelidir. Bu çerçevede, okul servislerinde servis şoförleri, okul bahçesinde bekçi, nöbetçi öğretmen, öğrenci kantininde çalışanlar, koridor, tuvalet, yatakhane, okulun laboratuar, spor salonu, gibi kullanılan boş yerlerinde görevli okul personeli, yatakhane, yemekhane gibi yerlerdeki görevliler mutlaka akran istismarı konusunda bilgilendirilmelidir.

Okulda bulunan herkes tarafından akran istismarına dair açık ve net bir anlayış kazanılmadığı sürece akran istismarı gizli bir davranış olarak sürecektir.

Okul yönetimi ve öğretmenler, akran istismarını önleme protokolünün okulda yaygınlaşması ve uygulanması konusunda merkezi bir rol üstlenirler. Okul da bulunan herkes akran istismarı ile mücadele etmek için fikir birliği içinde olmalı ve bu konuda, protokol geliştirme, koordine etme ve uygulama süreçlerine tam katılım göstermelidirler.

Akran istismarına yönelik birbiriyle tutarlı yaklaşımlar oluşturmak ve bunları okulda izlenecek yöntemler içine iyice yerleştirmek zorunludur. Bu durum öyle bir temel oluşturmalıdır ki, akran istismarına karşı sağlam bir yapı oluşturarak eylemlerin gerektirdiklerini yerine getirebilmelidir. Bu aynı zamanda izlenen yöntemlerin sonuçlarının yeniden gözden geçirilebilmesi için de gereklidir.

 

Akran İstismarı ile Mücadelede Yönetici ve Öğretmenlerin Dikkat Etmesi Gereken Bazı Temel Prensipler

·       Akran istismarını önleme protokolünde açık bir şekilde ifade edilmiş olan beklentiler okuldaki tüm yetişkin çalışanlar tarafından benimsenmeli ve gözetilmelidir.

·       Okuldaki akran istismarını önleme protokolü tüm okul personeli tarafından bilinmeli, öğrencilere, ailelere yılda en az bir defa tanıtılmalı, hatırlatılmalıdır.

·       Tüm okul personelinin akran istismarı olayları ve yaratacağı zararlarla baş etme konusundaki yaklaşım ve yöntemleri öğrenme olanağı sunulmalıdır.

·       Hazırlanan protokollerde istismar olay örnekleri yer almalı, olaylara ilişkin atıflar bulunmalı; buna göre olaylara ve öğrencilere eşit muamele yapılmalıdır.

·       Okul her öğrenciye eşit olanaklar sunmalıdır.

·       Akran istismarını önleme protokolleri olaylara ya da ortaya çıkan zarara yönelik somut atıflar içermelidir. Yürürlüğe giren protokol ve kararların hepsi tüm akran istismarı olayları için tutarlı ve adil bir biçimde uygulanmalıdır.

·       Okulun genel değerler sisteminde, öğrenciler, kendilerini güvenli hissetmeli ve her türden akran istismarı olayını yetişkinlere bildirince bunun görmezden gelinmeyeceğini bilmelidirler.

·       Herhangi bir okulda disiplin olayı olduğunda bu olayı araştıran görevliler öğrencilerin bakış açılarını, ailelerin, öğretmenlerin olayla ilgili değerlendirme ve tepkilerini rapor etmelidirler. Bunlar aynı zamanda kanıt olarak gereklidir.

·       Okulların akran istismarıyla baş etmedeki başarıları; olayları ne derece iyi tanımladıkları ve tekrarlanmasının önüne geçebilmek için attıkları adımların sağlamlığıyla doğrudan ilişkilidir.

·       Disiplinli ve olumlu davranışları desteklemek ve akran istismarı dahil her türlü olumsuz davranışları önlemek için okul içerisinde bu konularda fikir birliğinin sağlanması gerekmektedir.

Öğrenciler arasında yapılacak bir anket çalışmasıyla kendilerini güvensiz ya da tedirgin hissettikleri yerler ve zamanlar belirlenmelidir. Bu amaçla okulun renklerle kodlanarak hazırlanacak haritası, öğrencilerin kendilerini en güvende ve en az güvende hissettikleri yerleri tanımlamaları ve tanımaları için yardımcı olabilir. Öğrencilerin güvensiz olarak tanımladıkları yerler için uygun denetlemenin sağlanması, akranlarını istismar eden öğrencilerin baskın olduğu yerlerin ve aktivitelerinin hedeflenmesi önemlidir. Okulda sınıf dışında öğrencilerin zaman geçirdiği yerler belirlenmeli, okulun zaman çizelgesi düzenlenerek, kimin hangi zamanda bu olayla ilgili olabileceği ya da karşılaşabileceği tartışılmalıdır. Okulun tüm alanlarında denetim etkin bir şekilde sağlanmalı, özellikle ders dışı zamanlarda çevrenin koruyucu, destekleyici yönü sürdürülmelidir.

 

Özetle, okul düzeyinde önleyici yaklaşımlarda ;

·       akran istismarını önleme ve müdahale amaçlı protokollerin hazırlanması,

·       tüm okul personelinin akran istismarı karşısında fikir birliğine varması.

·       eğiticilerin eğitimi bu konuda temel stratejilerdir.