3. BÖLÜM

 

Akran İstismarının Tanımı ve Tarihçesi

 

Okul çocukları arasında yaşanan akran istismarı yakın tarihlere kadar tüm dünyada “büyümenin doğal bir parçası” olarak değerlendirilirken son yıllardaki araştırmalar akran istismarının yıkıcı etkilerini daha net ve çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Akran istismarı konusunda yapılan araştırma ve sistemli çalışmaların geçmişi araştırıldığında bu kavramının oldukça yeni olduğu dikkati çekmektedir.

 

Dan Olweus tarafından 1970 yılında gerçekleştirilmiş olan geniş ölçekli bir araştırma projesi günümüzdeki akran istismarı sorunlarını araştıran ilk bilimsel çalışma olarak kabul edilmektedir. Son 30 yıldır, bir çok araştırmacı okul çocukları ve gençlerin yaşadığı akran istismarı konusunda araştırma ve müdahaleler üzerinde çalışmaktadır. Norveç’te 1982 yılının sonlarına doğru bazı gazetelerde 10-14 yaşları arasında üç erkek çocuğunun yaşıtları tarafından tekrarlayıcı bir şekilde akran istismarına uğradığına ve sonrasında bu çocuk ve ergenlerin ölümle sonuçlanan intihar girişimlerine dair bir haber yayınlanmıştır. Bu olay kitle yayın organları ve halk arasında büyük bir tedirginlik ve gerilim yaratmıştır. Bu olay, Norveç Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1983 yılının sonbaharında ülke çapındaki ilk ve orta dereceli okullarda akran istismarı sorununa karşı bir kampanya başlatmasında tetikleyici rol oynamıştır. Başlangıçta bu kampanya kitlesel olarak medyanın, öğretmenlerin ve ailelerin dikkatini çekmiş ancak okul yönetimleri tarafından benimsenmemiştir. Ancak, aynı yıllarda akran istismarını önlemeye yönelik müdahale programlarının akran istismarı olaylarını azalttığı yönündeki olumlu etkilerinin saptandığı ilk sistemli çalışmalar gerçekleştirilmeye başlamıştır.

1980’lerin sonu ve 90’ların başında çocuk ve ergenler arasındaki akran istismarı Japonya, İngiltere, Hollanda, Kanada, USA, ve Avustralya gibi ülkeler başta olmak üzere bir çok ülkedeki araştırmacıların ve eğitimcilerin ilgisini çekmeye başlamıştır. İlk iş olarak, bu sorunlu davranışı doğru tanımlayabilme çabaları başlamıştır. Böylelikle, akran istismarı konusunda bir çok tanım yapılmaya çalışılmış ancak bir çoğunun oldukça genel ya da tek yönlü bir nitelik taşıdığı gözlenmiştir.

Örneğin; Heinamann 1973’de, akran istismarını “bir grubun sıra dışı olan bireye uyguladığı şiddet” olarak açıklamıştır.

Burada ifade edilen sıra dışı kelimesi, bir şekilde normalin dışında kalan bireyleri belirtmek için kullanılmıştır. Bu tanımlama bazı özellikleri nedeniyle bir şekilde akranlarından farklılık gösteren öğrencileri tanımlayabildiği gibi ırkçı ya da homofobik istismarı de kapsamı içine alabilmektedir.

Olweus 1986 ve 1991 yıllarında “bir ya da birden fazla öğrenci tarafından gerçekleştirilen, zaman içinde tekrarlayıcılığı ve sürekliliği olan, olumsuz davranışlara maruz kalan bireyin durumunu akran istismarı” olarak tanımlamıştır.

Bu tür bir tanımlama akran istismarı davranışını oldukça geniş bir çerçevede ele almaktadır. Bunun sonucu olarak, çocukların oyun esnasındaki sıradan itip kakmaları ve benzeri davranışlarını akran istismarı davranışından ayırmak oldukça zor olacaktır.

SCRE (İskoçya Eğitim Araştırmaları Konseyi)’nin hazırladığı ilk akran istismarını önleme programında akran istismarı “birini kasten, bilinçli bir şekilde incitmek, tehdit etmek ya da korkutmak” olarak tanımlanmıştır.

Bu tanımlama çocukların ve yetişkinlerin akran istismarının altında yatan bazı tutum ve düşünceleri sözel olarak tartışmalarına yardımcı olabilir; böyle bir tartışma açıldığında akla şu sorular gelebilir: Birini kötü niyetle incitmek kazara incitmekten daha mı kötüdür? Eğer siz bir kişiyi incitmek istemeden eğleniyorsanız bu kişi istismar edilmiş olur mu? Eğer bu kişi üzüntü duyuyor ancak bunu sizden saklıyorsa ne olur? Yani, herhangi bir istismar davranışının zarar verme niyetiyle yapılıp yapılmadığını anlamak ve kanıtlamak çok zordur.

Mellor’ın tanımıysa gençlere yöneliktir; “akran istismarı bir grup ya da bireyin bir diğer bireyi kırıcı ya da çirkin şeyleri tekrarlayıcı şekilde söyleyerek rahatsız etmeye çalışmasıdır. Bazen istismar edenler vurabilir ya da tekmeleyebilir, para vermeye zorlayabilir, tekrar tekrar sataşabilir. İstismara uğrayan kişi bu olayları durdurmakta zorluk yaşar ve bunun tekrarlayacağına ilişkin endişe taşır. Aşağı yukarı eşit güçte iki kişinin kavga ya da tartışması bir istismar durumu olmayabilir.”

E. Roland 1989 yılında, ‘Akran İstismarına Karşı Sistem Odaklı Stratejiler’ adlı kitabında akran istismarını “bir bireyin ya da grubun kendini koruyamayacak birine karşı uyguladığı uzun süreli fiziksel ya da psikolojik şiddet” olarak tanımlamıştır.

Eğer bir okulda akran istismarının ne sıklıkla gerçekleştiğini araştıracak olursak soru soran ve soruyu cevaplayan kişilerin akran istismarı kelimesinden aynı şeyi anladıklarından emin olmamız son derece önemlidir. Örneğin “hiç akran istismarına uğradınız mı?” gibi bir soruya “hayır” cevabı veren bir öğrenci sadece akran istismarını fiziksel şiddet olarak algılıyor olabilir. Öte yandan, aynı soruyu “evet” diye yanıtlayan bir öğrenci daha önce bir kere yaşadığı ve kendisini çok fazla rahatsız etmeyen bir “ad takılarak çağrılma” olayını kastediyor olabilir.

Bu nedenle yukarıdaki tanımlama çabalarından da anlaşılacağı gibi akran istismarı davranışını ölçecek bir araştırma yapmak için bu davranışın yeterince tanımlanabilmesi çok önemlidir.

Sonuç olarak günümüzde akran istismarı ;

·                bir bireyin/grubun bir bireye yönelik olarak uyguladığı,

·                tekrarlayıcılığı ve sürekliliği olan,

·                gücün sistematik olarak kötüye kullanılmasını içeren,

·                zarar verici ve incitici saldırgan davranışı

olarak tanımlanmaktadır.

Normal Akran Çatışmasıyla Akran İstismarı Arasındaki Farklılıklar

 

Normal Akran Çatışması

Akran İstismarı

Eşit güçler; arkadaşlık var

 

Güçte dengesizlik; arkadaşlık yok

Arada sırada olur

 

Tekrarlayıcı olumsuz hareketler vardır

Ciddi değil

 

Ciddidir – fiziksel ve ruhsal zarara yol açar.

Güç ve dikkat arayışı yok

 

Güç ve kontrol arayışı var

Belli bir kazanç arayışı yok

Güç kazanmayı ya da belli bir eşyayı, parayı almayı deneme var

Pişmanlık ve sorumluluk alma vardır

Pişmanlık ve sorumluluk alma yok

Problemi çözmek için çaba sarf edilir

 

Problemi çözmek için çaba sarf edilmez

Eşit duygusal tepki

 

Sadece mağurda yoğun olumsuz duygusal tepki